Hamilelikte Yaşanabilecek İştah Kayıpları Ve Yapılması Gerekenler
Kadın hayatının en özel ve hassas dönemi olarak kabul edilen hamilelik periyodunda beslenme ve iştah dikkat çekilmesi gereken en kilit noktadır diyebiliyoruz neden dersek, hamilelik dönemi boyunca artan ihtiyacı karşılayabilecek kadar yeterli, dengeli ve düzenli beslenmek hem fetal sağlık hem de metarnal sağlık açısından vital boyutta önem taşımaktadır.
Hamilelik dönemine iştah konusuna geçmeden önce bu dönemde hedeflenen temel sağlıklı beslenme amaçlarının neler olduğuna değinmek istiyorum;
Hamilelik periyodu boyunca vücudun gereksinimlerinin arttığını hepimiz tahmin edebiliyoruzdur, düşünüyorum bu nedenle bunu göz önünde bulundurarak doğum öncesi vücutta oluşabilecek fizyolojik değişimler için gereksinimler için besin depolarını yeterli ve dengeli ölçüde tutmak
- Annenin bedenin fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını optimal düzeyde karşılayabilmek
- Anne karnında ki bebeğin optimal düzeyde büyüme ve gelişmesini sağlamak
- Hamilelik döneminin bitmesi ile başlayacak olan emzirme dönemine vücudu anne vücudunu hazırlayabilmek.
Hamilelik, normal koşullar altında 9 aylık yani 40 haftalık bir süreçtir ve bu özel dönemin her evresinde anne ve bebeğin ihtiyaçları farklı farklı olacağından bu farklılıklara dikkat edilerek beslenme özelleştirilmelidir.
Halk arasında genel görüş olarak hamilelik döneminde iştahın hep artacağı üzerine bir inanç olmuştur ancak bilimsel olarak bakıldığında durumun her zaman bu şekilde işlemediğini fark ediyoruz hatta gebe kadınlarda sıklıkla hamileliğin ilk birkaç ayı içerisinde iştah kayıpları ve yemek yeme davranışından uzaklaşma gözlemleyebiliyoruz.
Hamileliğin ilk üç ayı yani birinci trimester olarak adlandırılan döneminde fazlaca rastlanılan iştah kaybı sorunun nedenlerine gelirsek;
Anne adayını ilk birkaç hamileliğin vermiş olduğu farklı semptomlar ile kendi vücudunun tanışma evresinde olarak düşünebiliriz ve bu nedenle farklı hormonal ve fiziksel etkilerle anne adayında iştah azalmasına neden olur. Özellikle ilk dönemde bu değişimlere eşlikçi olarak bulantı ve kusma semptomların yaygın olarak görülmesi anneyi yemek yemeden uzaklaşmaya iter ve genellikle bu birkaç aylık süreçte annede kilo kaybı gözlenmesi olağandır.
- Bulantı ve kusmaların sıklığı bireyden bireye değişebildiği gibi iştah oranındaki değişimin buna bağlı etkileneceği unutulmamalıdır.
- Yapılan araştırmalara göre 2270 anne adayında ilk üç aylık dönemde görülen bulantı ve kusmalar iştahı %42 ile %70 bandında azaltıcı rol oynamıştır.
Ayrıca yapılan bir diğer çalışmada, hamilelik dönemi boyunca salgılanan leptin hormonu ve gonadotropin (hCG) hormunu etkileri ile beraber bulantı ve kusmalarda artışlar ve iştah düzeyinde azalmalar göstermiştir.
Hamile olmayan normal bireylerde de sıklık rastlanılabildiği gibi hamilelik döneminde yaşanan psikolojik iniş çıkışlar iştahı yakından etkilemektedir. Gebelik depresyonu olarak literatürde tanımlanan kaygı, anksiyete, korku, bilinçsizlik veya kendini içerisinde bulunduğu duruma karşı hazır hissetmeme gibi çeşitli duygusal değişimlerle oluşabilen gebelik depresyonu normal depresyon çeşitlerinde olduğu gibi iştahı azaltıcı yönde etki yapabilmektedir.
Bu konu ile ilgili yapılan çalışmalar gebelikte depresyona giren anne adaylarının genellikle sağlıklı olan besin seçeneklerinden uzaklaşmaya ve daha çok sağlıksız besinlere yönelmeye başladıklarını göstermiştir.
97 hamile kadın arasında bir diğer çalışma ise bizlere , %51‘lik kısmında gebelik depresyonuna bağlı olarak iştah azalması gözlenmiş ardından gelen 6 aylık dönemde iştah azalması görülen kısım %71‘e yükselmiştir.
Hamilelik döneminde çoğu kadında görülebilen diğer bir etken ise sindirim fonksiyonlarının hormonal değişimlere bağlı olarak değişebilmesidir. Genellikle çoğu anne adayında kabızlık problemi görülmektedir ve buna bağlı olarak yine yemek yeme davranışından uzaklaşmalar ve dolayısı ile iştah kaybı yaşanmaktadır.
Hamilelik döneminde iştah kaybı üzerine etkisi önemli derecede hissedilen bir diğer faktör ise ilaç kullanımıdır. Hamilelik döneminde hekimler tarafından çok tavsiye edilmese zorunlu kalınan durumlarda ,özellikle gebeliğe bağlı depresyon durumlarında, kullanılabilen selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) örneğin Zoloft ve Prozac tarzındaki ilaçlar, bunlar genellikle etken maddesi sitalopram, fluoksetin, sertralin olan gebelik antidepresanlarıdır. Bu tür ilaçlar gebelerde depresyonu tedavi ederken aynı zamanda yan etki olarak erken doyma, yemek yemede isteksizlik ve devamlı tokluk hissine neden olduğundan iştah azalmasına yol açmaktadır.
Hamilelikte döneminde iştah kaybına yol açabilecek diğer etkenler ise gaz, sancılar, şişkinlikler veya mide yanmaları da etken olabileceği anne adayının dış görünümünün bozulmasından korkması sebebiyle kendini yemek yemeden uzaklaştırması da olabilir, ayrıca bu durumun ciddi boyutlarda yeme bozukluklarına, örneğin anoreksiya veya bulimiya gibi, yol açabileceği unutulmamalıdır.
Hamilelikte Yaşanabilecek İştah Kayıplarının Önüne Geçebilmek İçin Neler Yapabiliriz?
- Özellikle sabahları yani bulantıların çok olduğu zamanlar yemek yeme davranışından iyice uzaklaşmamak adına tüketim yapmaya kendimizi zorlamamalıyız.
- Küçük porsiyonlarla, az az beslenmeyi denemeliyiz.
- Aşırı baharatlı, acı ,ekşi ,sıcak veya soğuk besinleri rutinimizden elimine etmeliyiz.
- Proteinden zengin öğünleri veya ara öğünleri tercih etmeliyiz ve tokluk hissine kapılmadan önce yemeğin başında tüketmeye özen göstermeliyiz. ( İyi kaynamış yumurta, pastörize yoğurt ,çok yağlı olmayan peynir türleri gibi )
- Yemek yeme isteğimiz olmadığı zamanlarda çorba vb yemekleri doğal veya tavuk ya da et suları ile zenginleştirmeyi denemeliyiz.
- Sıvı tüketimini asla ihmal etmemeliyiz ancak yemekten önce değil sonrasında su tüketimine dikkat etmeliyiz.
- Meyve sebze tüketimine özen göstermeliyiz özellikle c vitamini yoğunluklu meyveler ve sebzeler rengi ve tadı ile iştah açıcı özellik gösterip tükürük salgısını artıracaktır.
- Çinko ve B vitamininden zengin tam tahıllar, yağlı tohumlar ( fındık ceviz vb ) , deniz ürünleri tüketimi de iştah artırıcı özellik göstermektedir.
- Kalsiyum alımına dikkat etmeliyiz ancak süt gibi gaz yapabilen besinlerin hazımsızlık yaratma ihtimalinden dolayı dikkatli tüketilebileceğini de aklımızda tutmamalıyız.
- Bulantı durumlarında galeta gibi kuru alternatiflere yönelmeyi denemeliyiz.
- Gaz yapıcı bakliyatları kendimizde analizini yapabilir ve gerekirse o dönemlik doktorumuza da danışarak beslenmemizden elimine edebiliriz.
- Kısa süreli ve yavaş tempolu açık hava yürüyüşleri yapmayı deneyerek kendimizi psikolojik olarak rahatlatıp işin mental boyutu ile de iştah kaybının önüne geçmeyi deneyebiliriz.
Bu önerilerin hepsinden öte kendi bedenimize kulak vererek hareket etmeyi denemeli ve işin uzmanları tarafından bireysel olarak verilen tavsiyeleri dikkatle uygulamalıyız.